Sıcak bir pazar günüydü ve programlar
klasörüne tıklamamla başladı her şey. Bir tık daha sonra oradaydı, parıldayarak,
şeytani bir gülümsemeyle bana bakıyordu.
'SOLİTAİRE'
Oynamak zorundaydım, o siyah
kartların altına gelecek olan kırmızı kartları, hele hele bir de sırasıyla
dizmek zorundaydım evet.
Bir an için iradem ortaya çıktı 'hayır’ dedi ‘yapma, kapılacaksın, parmağın felç geçirecek, beynin ziyan olacak!'
Gözlerimi kısarak kafamı çevirdim, parmaklarım titriyordu. Sonra durdum o sıkıldığım tüm anları, geçmeyen saatleri düşündüm. Bunun karşılığında ruhumu ‘soliter’ e satacaktım!
İradem hala umutluydu benden 'hadi' dedi 'kapat'. Her şey beynimde dönüyordu kafamı kaldırdım ve irademe dönerek şöyle dedim ‘skerler lan, yetti mind gamelerinizlen uğraştığım. oynuyorum işte, bas git !'
Bir an için iradem ortaya çıktı 'hayır’ dedi ‘yapma, kapılacaksın, parmağın felç geçirecek, beynin ziyan olacak!'
Gözlerimi kısarak kafamı çevirdim, parmaklarım titriyordu. Sonra durdum o sıkıldığım tüm anları, geçmeyen saatleri düşündüm. Bunun karşılığında ruhumu ‘soliter’ e satacaktım!
İradem hala umutluydu benden 'hadi' dedi 'kapat'. Her şey beynimde dönüyordu kafamı kaldırdım ve irademe dönerek şöyle dedim ‘skerler lan, yetti mind gamelerinizlen uğraştığım. oynuyorum işte, bas git !'
Oynadım, buldum, dizdim. Bana hamle
sayısı bitti dedi. Oyun tıkandı dedi. Daha gidemezsin dedi! Dedim ‘bir daha
dağıt’,‘doldur hancı’ dedim! Dağıttı, bir daha, bir daha ve bir daha! Artık
onun ellerindeydim o dağıtıyor bense oyunu kilitliyordum.
Her seferinde kendime 'Tamam bir el sonra kapatıyorum' dedim, hangimiz demedik ki!
Her seferinde kendime 'Tamam bir el sonra kapatıyorum' dedim, hangimiz demedik ki!
Bir anda odanın dışından, sanki çok
uzaklardan bir ses geldi. Bu onun sesiydi. Normalde bana seslendiğinde pek
sallamadığım, gel dediğinde gitmediğim ses, kardeşimin sesi.
Şöyle bağırıyordu ' ablaaa, gel patates köfte yapıyorum, yiyeliiiiiim!'
İşte bu cümle, o kelimeler beni gaflet uykusundan uyandırdı, ardından o koku, güzelim patates ve köftenin kokusu ise bir tokat gibi suratıma indi.
Adeta ayılmıştım!
Fakat kuantum hala benden yana değildi, çünkü birbirlerinden ayrı duran bir siyah 9 ve bir kırmızı 8 gözümün içine içine bakıyordu.
Tam içine geri çekilmek üzereyken kardeşim sözleriyle ‘Soliter’e esas darbeyi vurdu;
'ablağ, hadi gel sofrayı da kurdum!'
Şöyle bağırıyordu ' ablaaa, gel patates köfte yapıyorum, yiyeliiiiiim!'
İşte bu cümle, o kelimeler beni gaflet uykusundan uyandırdı, ardından o koku, güzelim patates ve köftenin kokusu ise bir tokat gibi suratıma indi.
Adeta ayılmıştım!
Fakat kuantum hala benden yana değildi, çünkü birbirlerinden ayrı duran bir siyah 9 ve bir kırmızı 8 gözümün içine içine bakıyordu.
Tam içine geri çekilmek üzereyken kardeşim sözleriyle ‘Soliter’e esas darbeyi vurdu;
'ablağ, hadi gel sofrayı da kurdum!'
Artık orada duramazdım, köfte ve
patates tutkusu ‘Soliter’in çok üzerinde bir şeydi.
Benzeri yoktu.
Benzeri yoktu.
Hafif yanmış ama içi de pişmiş,
yumuşacık köfteler.
Kendimden geçerek yemişim.
Bilirsiniz, nerede biri köfte patatese ‘ıyy’ dese,
bir yerlerde bir patates çürür,
bir köfte arkamızdan ağlarmış!
son günlerde sürekli yaptığını yapıyorum :)Günde 3-4 dvd izleyip sersem oluyorum, o da kesmeyince online oyunlar oynuyorum ama olmuyor patates köfte olmasa da kendimi yemeğe veriyorum :)Can sıkıntısı fena bir şey yahu!
YanıtlaSilhele ki iş arayıp da bulamıyor, heryere cv göndermekten sıkılıyorsan fenalığın nirvana kısımlarında beni bulabilirsin.
YanıtlaSilve sıradaki şarkı bizim gibiler için geliyor 'Sınırdayım Bilemezsin'