2 Ocak 2013 Çarşamba

Dünya patlamadı


Kozmos bizi yine siklemedi.
Zaten milenyumda kopacaktı 
güya bu meret, nerde? 
İki şeytanlı, pozeşınlı film. 
Kuru kuru milenyum.

İllüminati peşimizde, derin devletler içimizde, dünya boka sararken bir umut kopacaktık, ışık olacaktık. Dna’mız 12 sarmal olacaktı. Olmadı.
Bir elektrik kesintisini bile çok gördüler bize.

Buradan Sarıgül’e sesleniyorum.
‘Bize bunu borçluydun, Sarıgül!! Sana yazıklar olsun. Ne vardı alt tarafı bir açıp kapayacaktın şalteri, 5 dk bize 'eşşadüenlaa’ yaşatacaktın.
Şimdi şalterin de senin olsun.
Gözümüz yok başkanım.

Siz bizi şişirin şişirin, zombi apokalips’len, last day of the world’len.
Bir yandan walking dead izliyorum, arkasına revolution çakıyorum.
Her türlü sörvayvıl sisteminden haberim var, baka baka ok kullanmayı öğrenmişim.
Bırak arkadaşım.
Ev-iş-bar kurgumda dengeler oynayacaktı, dinçlik gelecekti bünyeye.
Ayrıca üstüne düşen binadan nasıl slalom hareketlerle kaçılabileceğini öğretecektim cümle aleme. 
Belki epik bir hareketimle random kamera çeken birinin kadrajında harikalar yaratacaktım.
Sırt çantası yaptım lan ben, 3 kuruş stajer mayışımla dünyanın sonuna hazırlandım. Uzaylının gözüne gözüne sıkacak gaz spreyinden, kızılay kolu bilgilerimden süzülen tentürdiyotlu pamuğa kadar.

Yaa.
Öyle bakarsın.
Öyle suratın düşer utanırsın, kaçırma gözlerini Sarıgül!
55 tane mum evde duruyor, odana yollıycam hepsini.
Ama sen dur, arkanı döndüğün an ‘dünya patlamadı sex’ine girişildi zaten.
9 ay sonra kıyamet günü korkusuyla filizlenmiş bir nesil olacak karşınızda.
Ben de o çocukları tek tek belirleyip, buluyorum ulan.
 O günün nasıl da tırt geçtiğini anlatıyorum bir bir. Bilsinler.
‘İşte bu kadar heyecansız ve bu kadar sığ bir dünya bu çocuklar’.
‘Ama Peter pan..’ diyene basıcam tokadı.
‘Yok Peter pan falan, boyutlar arasında geçiş meçiş de yok size.  Uzaylı da kendi uzayında takılıyor zaten, mayalı da ölmüş gitmiş. Agarta’nın yer altı tünellerine de aha bunlar döktü betonu diycem. Bastı betonnan kesti insanlığın altın çağını, bok etti, kayıtsız herifler’ bir bir anlatıyorum hepsini.
Bir nesli düşman yetiştireyim de görün. Yeter lan.
He içimde bir umut, belki o mayanın ışık çağı olmuştur, içindeyizdir falan.
Kulağımın arkasında ‘foton foton foto…’ diye sesler var zaten. Işık mışık iyice işliyordur inşallah.
Ama o da eşşeğin çilesi.
Çocuğumun çocuğu telepatik olacak da, duyuları bilmemne.
 Skerler öyle ışığı. Bana ne faydası var.
‘Ama senin çağından başladı, öyledeme tırıvırı…’
Ya bırakın bu işleri. Sevinme çıtamızı yükseltelim biraz.
Ben bileğimden ağ atamıyorsam şu anda, evrime de lanet olsun.

Ama sen dur, evrileceğim şeyi biliyorum ben.
O ışık bana geçerse, önce o ışığı bütün içerimde, hücrelerimde falan dolaştırıyorum. İçtiğim sigaralar alkoller falan ciğerlerden temizlensin. Dizim çıkmıştı bir kere, 10 yaşında da beynimi patlatmıştım, onlara da birer heal.  Işıkla kendimi 10bin bakıma sokuyorum.  Ak pak olduktan sonra, had bismillah deyip, pan’ın flüdü adına sağ ayakla başlıyorum gelişime.
Rotamı çizdim. 
Bilinçli evrilme seviyesine evrilicem ben direk. Kafama estiği gibi.
Bugün masa, yarın tornavida, öbür gün fil.
Ertesi gün görünmez, öbür sefer kurt adam, seneye de vampir.
3-5 yıl sonra da bi van gölü canavarı çakarım.
Van halkını son kez altına sıçırtıp kaparım bu defteri.
Sonrası sakin sakin, lazım olmadı mı çok evrilmem. 
Işıkla yıkanırım ayda bir, ebediyet ftw.

Yani ben her türlü yolumu buluyorum, özetle. Süper olmanın avantajları.
Ama bu kadar heveslenip, bir sığınak kafası bile yaşayamamak, çok fena koydu bana.
Hayır, evde bekliyorum bi saldıran bile yok ya, valla hırsımdan gidip bakkal market basıcaktım.

Ama herkesi geçtim, en çok sana kırıldım ilüminat kanka, Gaga bacıya gösterdiğin ilginin yarısını göstermedin bana. En azından bi hologramlarla tırstırma politikası, bir bluebeam* aksiyonu beklerdim senden.  Sukunet içinde, huzur dolu geçti sıçtığım günü.
Yakışmadı ilüminat.
Yakışmadı koçum.

Sana bir şiir yazdım, serzenişimi anlatan;

İLLÜ’ME…

Hayallerim yıkıldı,
Ümitlerim kırıldı.
Moral bozdun, olmadı.
Yalanmışsın be, illü.

Gelecekti ışık çağı,
Olacaktık bir tekil,
En güzel geometrik şekil,
Üçgenin kırılsın illü.

İstedim holivud kafası,
Hep kovalamalı, kaçışlı.
En basitinden bir uzaylı,
Yollayamadın mı illü?

Büktün boynumuzu,
Sahipsiz koydun bizi.
Değer mi reptilyan’ın soyu,
Allahtan bulasın illü.





Project Bluebeam: Gizli teknolojiler, beyin yıkamalar, illüzyonlar bişeyler.